İş Hayatında Psikolojik Şiddet: ''Mobbing''

PAYLAŞ
KANAL28.TV - Kanal 28

Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Merkez Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarından Psikolog Fatmanur Erişken, Müdürlük çalışanlarına “mobbing” eğitimi verdi.
Günümüz iş hayatında işçilere uygulanan psikolojik baskıya karşı eğitim veriliyor.
Mobbingin, bir veya birkaç kişinin bir diğer kişiye, düşmanca ve ahlaka, etiğe aykırı yöntemlerle sistemli olarak uyguladığı psikolojik baskı olduğunu dile getiren Psikolog Fatmanur Erişken: “Özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulamasıdır. Mobbingin tam olarak tespiti için kişiye sistematik olarak ve en az 6 ay süreyle uygulanmış olması gerekir” dedi.
Mobbing uygulayanların; aşırı kontrolcü, korkak, iktidar açlığı olan kişiler olduklarını, bu kişilerin benmerkezci, narsist, hırslı, öz güveni olmayan, düzensiz aile yaşantısına sahip ve duygusal zekâdan yoksun kişiler olduğunu vurgulayan Erişken, mobbingin üstler tarafından astlara uygulanabileceği gibi astların da üstlere uygulamasının mümkün olduğunun altını çizdi.
Fatmanur Erişken: “Mobbinge uğrayan kişiler, haklarını korumak ve savunabilmek istiyorsa hukuki yollara başvurmalı ve baskı süresince sessizliğini korumalıdır” dedi.
Eğitimler, 27’şer personelden oluşan 3 gruba verildi. Önümüzdeki dönemlerde de eğitimler, merkez ve ilçelerde devam edecek.
MOBBİNG ÖNLEMLERİ
Psikolojik yıldırmaya maruz kalan çalışanın, Mobbing uygulayan kişiye taciz edici söz ve davranışlarını durdurmasını açıkça söylemesi ve bu konuşmayı yaparken gerekirse tanıklık edebilecek bir kişinin tanıklık etmesini sağlaması,
Çalıştığı kurum yetkilileri ile bu durumu paylaşması,
Yaşadığı olayları, verilen anlamsız emirleri ve uygulamaları yazılı olarak kaydetmesi,
Durumu bağlı olduğu sendikanın işyeri temsilcisine ya da sendika yönetimine bildirmesi,
Hem yardımcı olması hem de kanıt oluşturması bakımından gerekiyorsa tıbbi ve psikolojik yardım alması faydalı olacaktır.
HUKUKİ BİLGİLER
Anayasamızda psikolojik tacizi doğrudan içeren bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak psikolojik tacizin ulusal ve uluslararası hukukta kişilik hakları temelinde değerlendirildiği dikkate alınarak Anayasa’daki bu haklara ilişkin düzenlemelerin bazıları;
Anayasamızın “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” başlıklı 5’inci maddesinde; “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları sağlamak” devletin görevleri arasında sayılmıştır.
10’uncu maddede, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesine yer verilmiş ve devletin bu eşitliği sağlamak üzere gerekli tedbirleri alacağına vurgu yapılmıştır. “Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu” 12’inci maddede düzenlenmiş ve yine “herkesin yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” 17’inci maddede vurgulanmıştır.
İş Kanunu hükümlerinde doğrudan psikolojik taciz kavramına yer verilmemiş olmakla birlikte; Eşit davranma ilkesi (Madde 5), Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi (Madde 22), İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri (İş sağlığı ve güvenliği konusunda) (Madde 77), kapsamında konunun değerlendirilmesi mümkün görünmektedir.
İlk kez Türk Borçlar Kanunu ile giren psikolojik taciz ifadesi “İşçinin kişiliğinin korunması” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu hükümle işçinin işyerindeki psikolojik tacizlere karşı hukukî güvence altına alınması konusunda önemli bir adım atılmıştır. İşverenin bu maddeye aykırı davranışları sonucu ortaya çıkan zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tâbi tutulmuştur.
Psikolojik taciz, Türk Medenî Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte; “Dürüst Davranma” başlıklı 2’inci maddesindeki “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” şeklindeki temel ilkeden başlayarak; kişiliği vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı koruyan 23’üncü madde, saldırılara karşı koruyan 24’üncü madde ve bu konuda açılacak davaları düzenleyen “Davalar” başlıklı 25’inci madde kapsamında ele alınabilmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun amaçları arasında yer alan “kişi hak ve özgürlüklerinin korunması” kapsamında, psikolojik tacize konu eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre her biri ayrı ayrı değerlendirilmek üzere 96. maddesindeki Eziyet, 105. maddesindeki Cinsel Taciz,
maddesindeki Tehdit, 107. maddesindeki Şantaj, 117. Maddesindeki İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, 122. maddesindeki Ayırımcılık, 125. maddesindeki Hakaret, 123.maddesindeki Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma, 124. maddesindeki Haberleşmenin engellenmesi, 132. Maddesindeki Haberleşmenin gizliliğini ihlal, 133. maddesindeki Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, 134. Maddesindeki Özel hayatın gizliliğini ihlal, 135. maddesindeki Kişisel verilerin kaydedilmesi TCK’da suç olarak sayılan fiiller arasında yer almaktadır.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN