Eczacılar Birliği Samsun'da Toplandı

39. Dönem Merkez Heyeti tarafından düzenlenen 3. Bölgelerarası Toplantı, Samsun Eczacı Odası ev sahipliğinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başladı. Hemen ardından Samsun'un tanıtım filmi izlendi.

PAYLAŞ
KANAL28.TV - Kanal 28

39. Dönem Merkez Heyeti tarafından düzenlenen 3. Bölgelerarası Toplantı, Samsun Eczacı Odası ev sahipliğinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı. Hemen ardından Samsun’un tanıtım filmi izlendi.

26 Temmuz 2015 tarihine kadar devam edecek olan toplantının ilk gününde konuşma yapan Samsun Eczacı Odası Başkanı Ecz. Onur Ferhat Karacan, Suruçta’ki katliamı ve Urfa’da iki polisin, Adıyaman’da ise bir askerimizin şehit edilmesini kınayarak sözlerine başladı. Karacan, böylesine güzel bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi ve toplantının verimli geçmesi temennisinde bulundu.


Değerli Protokol, Eczacı Odalarımızın Değerli Başkan ve Yöneticileri, Değerli Meslektaşlarım, Değerli Basın Emekçileri, 39 uncu Dönemin üçüncü ve son bölgelerarası toplantısını açıyorum. Hepiniz hoş geldiniz.

Samsun Eczacı Odamız, yetkin, dinamik ve çalışkan kadrosuyla gerçekten mesleğimiz için göz doldurucu çalışmalara imza atan, bölgesinde adeta yıldız gibi parlayan bir odamız. Takip edebildiğim kadarıyla son 2 yılda “Eğitim Günleri” adı altında eczacılara yönelik 13 eğitime imza attı, Astım ve Koah, Koroner Arter Hastalığı ve Hipertansiyon, Diyabet,  SUT, Eczacılığa İlişkin Yasal Düzenlemeler, İşletme Rehberi gibi eczacının başucu olacak kitapçıklar hazırladı. Düzenlediği panellerle, meslek içi eğitimlerle, yayınlarıyla eczacının sürekli mesleki gelişimine katkı sağlayarak mesleğimize ve sağlığa değer kattığı için Samsun Eczacı Odamıza huzurlarınızda bir kez daha tebrik etmek istiyorum.

Sevgili meslektaşlarım,

Sağlığın neferleri olarak bizler, emperyalizme, siyasal gericiliğe ve artık iyice çürümüş bir yönetime karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ulusal kurtuluş mücadelesinin başladığı, özgür ve eşit yurttaşlık temeline dayalı bağımsız Cumhuriyet’e giden yolların döşendiği Samsun’da olmaktan hepimiz büyük bir onur duyuyoruz. Bu vesileyle başta yeri doldurulamaz devrimci ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milli kurtuluş savaşımızın önder kadrosunu ve neferlerini saygıyla ve şükranla anıyorum.

Değerli meslektaşlarım,

Bundan beş yıl önce Ortadoğu’nun Gayrisafi Milli Hâsılası en yüksek, en gelişmiş ve güçlü ülkelerinden bir tanesi olan Suriye’de bir iç savaş çıkacak deseler, hangimiz inanırdık? Bundan beş yıl önce Ortadoğu’nun batısı, 19 uncu yüzyılın başından itibaren modernizmin beşiği olmuş Mısır’da bir halk ayaklanması ve süre giden siyasal istikrarsızlık baş gösterecek deseler, ne kadar inanırdık? Bundan beş yıl önce Avro bölgesinin sonunun gelmesi ihtimali yakında belirecek deseler, büyük ihtimalle güler geçerdik.

Değerli meslektaşlarım, bunu bir düşünmenizi istiyorum. Türk Eczacıları Birliği başkanlığı sıfatının verdiği sorumlulukla bunu sizden rica ediyorum. Dünya her geçen gün, bazı insan grupları için, örneğin Ezidiler, Kürtler, Araplar, sosyalistler, kadınlar, emekliler, işsizler ve gençler için yaşama haklarının daha fazla ellerinden alındığı bir yer oluyor. Dünya her geçen gün barbarlığa doğru sürükleniyor. Yunanistan’da geçinemeyen 77 yaşındaki emekli, intihar notunda “çöpte yemek aramaktansa ölmeyi tercih ederim” demişti. Mısır’da Arap devrimlerini başlatan kişi 25 yaşında işsizliği protesto etmek için kendisini yakarak öldüren Ahmet Haşim El Said’di. Ve Şengal’den kaçan Yezidi bir kadının ağzından aktarıyorum: “Bir sürü kadın İŞİD’in eline geçmemek için intihar etti”.

Bu beş yılda ne değişti? Açıkça adını koyalım; kapitalizm 2008’de en büyük emperyalist ülkeyi en derinden sarsan krizi Malthusçu yöntemlerle, 19 uncu yüzyıl yöntemleri ile telafi etmeye çalışıyor. Koca kara Afrika’nın, insanlığın beşiğinin nasıl çöle dönüştüğünü, yağmalandığını hatırlayacak olursanız, şu anda temiz suya ve yiyeceğe ulaşamayan koca kıtayı hatırlarsanız, bunun nasıl mümkün olduğunu da gözünüzde daha iyi canlandırabilirsiniz. Barbarlık mümkün ve bugün çok yakın bir seçenek.

Koca bir insanlık dramının ortasında yaşıyoruz. Hükümetler, bu dramları durdurmakla ilgilenmiyorlar. IŞID denilen, sosyolojik bir vaka değil sadece. Aynı zamanda politik ve ahlâki… İnsan oluşumuzun temelini sarsan bir olgu. Kendinden olmayanının kafasını kesebilecek kadar ırkçı ve barbar. Ve eğer insanlık için durdurulmazlarsa gelecek onların olacak. Çok uzak bir geçmişten bahsetmiyorum. Jan Jak Russo’nun, Con Lok’un toplum sözleşmesi öncesi diye tarif ettikleri, insanın insanın kurdu olduğu durumdan bahsediyorum. Antropolojik olarak mümkün bir gerçekten bahsediyorum. Suruç’ta amaçları yardım olan 300 gencin ortasında patlayan ve 32’sinin aramızdan ayrılmasına, onlarcasının yaralanmasına neden olan o bombayı yapan ellerden, patlatan ellerden bahsediyorum. Yardım ve oyuncak götüren gencecik insanların canına kıymanın, masumları öldürmenin utancının ne ile kapatılabileceğinden bahsediyorum. Adıyaman’da iki polisimizin şehit düşmesinin yürek yangınından, açsından bahsediyorum. İyiliğin, barışın kazanması için, iyilikten ve barıştan yana olanların sadece seyretmesinin hiçbir anlamı olmadığı bir savaştan bahsediyorum. Bunu bir sivil toplum örgütünün, bir sağlık meslek örgütünün başkanı olma sorumluluğuyla söylüyorum. Bu savaşta insanlığın kazanması için ne gerekiyorsa, elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.şeklinde konuşuldu...

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN